Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi
CEDAW, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 19 Aralık 1979 tarih ve 34/180 sayılı kararıyla kabul edilmiş ve 1 Mart 1980 tarihinde imzaya açılmıştır. Sözleşme 3 Eylül 1981 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Sözleşme'nin onaylanmasının uygun bulunduğuna ilişkin 11 Haziran 1985 tarih ve 3232 sayılı Kanun, 25 Haziran 1985 tarih ve 18792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlamıştır. Bakanlar Kurulu'nun onaya ilişkin 24 Temmuz 1985 tarih ve 85/9722 sayılı Kararı ise, 14 Ekim 1985 tarih ve 18898 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Sözleşmenin 27. maddesi uyarınca, Sözleşme Türkiye bakımından 19 Ocak 1986 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Sözleşme’nin denetim organı, Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesidir. Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi, taraf devletlerin kendisine sundukları raporları incelemekte ve değerlendirmektedir. Taraf devletler, Sözleşmeye taraf oldukları ilk iki yıl içinde, daha sonra da her beş yılda bir Komiteye rapor sunmakla yükümlüdürler. Devlet, Komite gerek duyduğunda da rapor sunmalıdır. Ayrıca Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesine İlişkin İhtiyari Protokol’ü onaylayan devletler, Komite’nin bireysel başvuruları kabul etme ve değerlendirme yetkisini tanımaktadırlar. İhtiyari Protokol, Türkiye bakımından 29 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
İnsan haklarının korunmasına ilişkin olarak özel konulu sözleşmelerden biri olan CEDAW’da gıda hakkının kadına özgü olan hamilelik ve emzirme dönemi ile sınırlı olmak üzere korunduğu görülmektedir.
Bu bağlamda, kadının gıda hakkı CEDAW’ın 12. maddesinde şu şekilde korunmaktadır:
“1. Taraf Devletler, aile plânlaması dahil sağlık bakım hizmetlerinden kadın ve erkeğin eşit olarak yararlanması için, sağlık bakımında kadınlara karşı ayırımı ortadan kaldıran bütün önlemleri alacaklardır.
2. Bu maddenin 1. paragrafında öngörülen hükümler saklı kalmak kaydıyla taraf devletler kadına hamilelik, lohusalık ve doğum sonrası dönemde gerekli hizmetleri sağlayacaklar, hamilelik ve emzirme sırasında yeterli beslenme ile birlikte, gerektiğinde bedava hizmet vereceklerdir.”
Bu hükmün yanı sıra, Sözleşme’nin 14. maddesinin de gıda hakkına doğrudan değinmese de bu hakkın sağlanması bakımından büyük önem taşıdığını söylemek mümkündür. İlgili madde, özellikle gıdaya erişim bakımından büyük önem arz eden kaynaklara erişimde kadınların ayrımcılığa uğramasına ilişkindir. İlgili maddenin özellikle tarım arazilerine erişimde kırsal bölgelerde yaşayan kadınların karşı karşıya kaldıkları ayrımcı uygulamaları sonlandırmaya yönelik düzenlemesi dikkat çekicidir.