Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme
Sözleşme, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 16 Aralık 1966 tarih ve 2200 A (XXI) sayılı kararıyla kabul edilmiş ve 19 Aralık 1966 tarihinde imzaya açılmıştır. Sözleşme, 3 Ocak 1976 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Türkiye Sözleşme'yi 15 Ağustos 2000 tarihinde imzalamıştır. Sözleşme’nin onaylanması 4 Haziran 2003 tarihli ve 4867 sayılı Kanunla uygun bulunmuş ve Bakanlar Kurulu 10 Temmuz 2003 tarih ve 2003/5923 sayılı kararıyla Sözleşme'yi onaylamıştır. Sözleşmenin 27. maddesi uyarınca Sözleşme, Türkiye’de 23 Aralık 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye, Sözleşme'den doğan yükümlülüklerini, Birleşmiş Milletler Şartı çerçevesindeki yükümlülüklerine uygun olarak yerine getireceğini, Sözleşme’nin hükümlerinin yalnızca Türkiye’nin diplomatik ilişkisi bulunan taraf devletlere karşı uygulanacağını ve Sözleşme’nin ancak, Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesel sınırları itibariyle onaylanmış bulunduğunu ifade eden üç beyanda bulunmuştur. Ayrıca Sözleşme'nin 13. maddesinin 3 .ve 4. paragraflarının, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 3., 14. ve 42. maddelerindeki hükümler çerçevesinde uygulanacağına ilişkin bir adet çekince konulmuştur. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin denetim organı, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesidir. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi, taraf devletlerin kendisine sundukları raporları incelemekte ve değerlendirmektedir. Taraf devletler, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’ye taraf oldukları ilk iki yıl içinde, daha sonra da her beş yılda bir Komite’ye rapor sunmakla yükümlüdür. Ayrıca Devletler, Komite’nin talep ettiği diğer herhangi bir zamanda da rapor sunmalıdır.
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokol’ü onaylayan devletler, Komite’nin bireysel başvuruları kabul etme ve inceleme yetkisini tanımaktadırlar. Ayrıca, İhtiyari Protokol kapsamında Komite, telafisi olanaksız zararları önlemek üzere, istisnai şartlarda gerekli olabilecek geçici önlemlerin alınmasını talep edebilir. Devletlerarası başvurular açısından ise, Protokol’e taraf olmak yetmemekte, ayrıca bir tanıma beyanıyla Komite’nin devletlerarası başvuruları kabul etme ve değerlendirme yetkisinin tanınması gerekmektedir. Son olarak, soruşturma usulü de İhtiyari Protokol’de düzenlenmiştir. Soruşturma usulünün işlerlik kazanması için de İhtiyari Protokol’e taraf olmak yetmemekte, ayrıca bir tanıma beyanı gerekmektedir. Türkiye, İhtiyari Protokol’ü onaylamamıştır ve bu nedenle, Türkiye açısından Komite’ye bireysel ve devletlerarası başvurularda bulunmak ve soruşturma usulünü işletmek mümkün değildir.
Gıda hakkının en somut biçimde koruma altına alındığı uluslararası antlaşma ESKHUS’dir. EKSHUS’nin 11. maddesine göre:
“1. Bu Sözleşme’ye Taraf Devletler, herkesin, yeterli beslenme, giyim ve konut dahil olmak üzere, kendisi ve ailesi için yeterli yaşam düzeyine sahip olma ve yaşam koşullarını sürekli geliştirme hakkına sahip olduğunu kabul ederler. Taraf Devletler, bu hususta hür rızaya dayalı uluslararası iş birliğinin temel önemini kabul ederek, bu hakkın gerçekleşmesini güvence altına almak için uygun tedbirleri alacaklardır.
2. Bu Sözleşme’ye Taraf Devletler, herkesin açlıktan kurtulma temel hakkını kabul ederek, münferiden ve uluslararası iş birliği yoluyla, özel programları da içeren gerekli tedbirleri, aşağıdaki amaçlara yönelik olarak alacaklardır:
(a) Teknik ve bilimsel bilgilerden tam olarak yararlanmak suretiyle, beslenme ilkeleri konusundaki bilgileri yayarak ve doğal kaynakların en etkin bir şekilde geliştirilmesini ve kullanılmasını sağlayacak şekilde tarımsal sistemlerini düzelterek ya da geliştirerek, besinlerin üretilmesi, korunması ve dağıtılması yöntemlerini iyileştirmek; ve
(b) Gerek gıda maddeleri ihraç eden, gerek gıda maddeleri ithal eden ülkelerin sorunlarını dikkate alarak, dünyadaki besin maddelerinin ihtiyaca göre adil bir şekilde dağıtımını sağlamak.”
İlgili madde, gıda hakkını düzenleyen en önemli uluslararası belge olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, gıda hakkının koruma altına alındığı ESKHUS’nin 11. maddesinin detaylı bir şekilde analiz edilmesi, gıda hakkının pratik anlamda daha anlamlı hale gelmesi için bir başlangıç niteliği taşımaktadır.