Genetik Kaynaklara Erişim ve Yarar Paylaşımı Hakkında Nagoya Protokolü
Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 5 Haziran 1992 tarihinde Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı'nda (Rio "Dünya Zirvesi") imzaya açılmış ve 29 Aralık 1993 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözleşme, biyolojik çeşitliliği kapsamlı bir şekilde ele alan tek uluslararası belgedir. Sözleşme'nin üç hedefi biyolojik çeşitliliğin korunması, bileşenlerinin sürdürülebilir kullanımı ve genetik kaynakların kullanımından doğan faydaların adil ve hakkaniyetli paylaşımıdır.
Üçüncü hedefin uygulanmasını daha da ilerletmek için, Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi (Johannesburg, Eylül 2002) genetik kaynakların kullanımından doğan faydaların adil ve hakkaniyetli paylaşımını teşvik etmek ve korumak için Sözleşme çerçevesinde uluslararası bir rejimin müzakere edilmesi çağrısında bulunmuştur.
Altı yıl süren müzakerelerin ardından, Genetik Kaynaklara Erişim ve Bunların Kullanımından Doğan Faydaların Adil ve Hakkaniyetli Paylaşımına İlişkin Nagoya Protokolü, 29 Ekim 2010 tarihinde Japonya'nın Nagoya kentinde düzenlenen Taraflar Konferansı'nın onuncu toplantısında kabul edilmiştir.
Protokol, genetik kaynakların hem sağlayıcıları hem de kullanıcıları için daha fazla yasal kesinlik ve şeffaflık için güçlü bir temel sağlayarak Sözleşmenin üçüncü hedefini önemli ölçüde ilerletmektedir. Genetik kaynakları sağlayan Tarafın iç mevzuatına veya düzenleyici gerekliliklerine uyumu desteklemeye yönelik özel yükümlülükler ve karşılıklı mutabık kalınan şartlarda yansıtılan sözleşme yükümlülükleri Protokol'ün önemli bir yeniliğidir. Bu uyum hükümlerinin yanı sıra genetik kaynaklara erişim için daha öngörülebilir koşullar oluşturan hükümler; genetik kaynakların, genetik kaynak sağlayan bir Taraftan ayrıldığında faydalarının paylaşılmasına katkıda bulunacaktır. Buna ek olarak, Protokol'ün yerli ve yerel toplulukların sahip olduğu geleneksel bilgiye genetik kaynaklarla ilişkilendirildiğinde erişime ilişkin hükümleri, bu toplulukların kendi bilgi, yenilik ve uygulamalarının kullanımından faydalanma kabiliyetlerini güçlendirecektir.
Protokol, genetik kaynakların ve bunlarla ilişkili geleneksel bilginin kullanımını teşvik ederek ve bunların kullanımından elde edilen faydaların adil ve hakkaniyetli paylaşımı için fırsatları güçlendirerek, biyolojik çeşitliliğin korunması, bileşenlerinin sürdürülebilir şekilde kullanılması ve biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilir kalkınma ve insan refahına katkısının daha da artırılması için teşvikler yaratacaktır.